20 Eylül 2017 Çarşamba

Bu sefer de Ali Kerem'in tuvalet hikayesine değineceğiz..:)

Uzun bir aradan sonra yine bir tuvalet hikayesiyle karşı karşıyayız. Yazmaya çok fazla vakit ayıramıyorum ama özellikle zorlandığım bu tuvalet eğitimiyle ilgili muhakkak yazmam gerekirdi;

Çocuk büyütürken beni en çok yoran bu tuvalet eğitimleri oldu. Ali Kerem de 3 yaşına yaklaştıkça artık öğrenmesi gerektiğini düşünerek önce ağustos başında yani 32 aylıkken başladık eğitime. Temmuzda yaz okuluna gitmişti ve ağustosta gitmeyecekti, çünkü babaannesi, halası ve 2 kuzeni gelecekti Konya'dan. Evdeyken hallolur diye düşündüm ama yanlış düşünmüşüm. Bir cuma akşamı bezlerimiz bitti artık külot giyip çişimizi kakamızı tuvalete yapacağız diyerekten açtık sezonu. Şimşek mcqueen çıkartmalarımız falan herşey hazır. 2 gün evde yalnızdık. Bir kez lazımlığa denk gelen çişle birlikte umutlarımız yeşerdi. Ama sonrasında ev kalabalıklaştı ve birebir ilgilenemedim. Evde de duramadık zaten. Çişi geldiğinde müthiş gergin bir karaktere dönüşüyordu ve kucağıma gelince saldı birkaç kez. Kendini yaparken görünce de çok korktu ve ağladı. 4 günün sonunda hiçbir şekilde tuvalete gitmeye ikna olmayışı ve altına kaçırmalar olunca, artık sabrımın da sona ermesiyle birlikte Ali Kerem'e sordum; istersen bezini geri takabiliriz, ister misin? dedim. Hı hı dedi. Ben de o hışımla söylene söylene taktım bezini.

Sonrasında aradan 1,5 ay geçti. Bayram tatili sonrası okula dönüşle birlikte, öğretmeninin sınıfta 2 kişi bezli kaldılar artık öğretelim demesi üzerine okulun 2. haftası başladık yine maceraya. Ama ne macera ne macera. Çocuğumun tuvaletini tutma konusunda rekora imza atabileceğini öğrendim bu süreçte. 20 saat tuttu çişini inanamadım, korktum, kaygılandım. Sırayla anlatayım;

Yine cuma akşamı başladık; bez bitti artık abi oldun diyerekten.  Cumartesi ve pazar akşamına kadar  evdeydik ve ne lazımlığa ne tuvalete yapmak istemiyor, oturmuyordu bile. Lazımlığı salona koyduk artık, ama yine bir gelişme yok. Bir yandan babası, bir yandan ben anlatıyorduk, ama ı-ıh olmadı. Bu sefer tutmaya başladı. Pazar akşamı artık ben de bunalınca dışarda yemek yiyelim ve decathlonda işlerimizi halledelim diye çıktık. Yemek yediğimiz yerde burnumdan getirdi. Kıvranıyor feci şekilde, belli çişi var ama ne salıyor ne tuvalete yapıyor. Sürekli bir kucak istemi. Decathlona gittiğimizde de 2 kere altına kaçırdı. Ev dışında rahat bir ortam bulmuş ve oyuna da dalınca kaçırmıştı muhtemelen. Ertesi gün okulun da desteğiyle daha çabuk hallolur diye umutlandım ama nerdeee. Okulda ilk gün uzun bir tutmadan sonra kaçırmış yine. Tuvalete ikna girişimleri de başarısız oluyor tabi bu arada. Sonuç evde de aynı. Abisi Ahmet Aras da nasıl uğraşıyor yavrum, kendisini izlettiriyor, anlatıyor, o da çok gerildi ama değişen bir şey yok. Sadece tutma saati uzuyor ve sonunda artık patlayıverip nerde geliyorsa salıyordu. Bir keresinde sabaha karşı salonda bir yaptı ama nasıl, bildiğiniz küçük bir gölet oluştu yerde. Biz bu süreçte 2-3 gün uykusuzuz tabi. Çünkü o kadar çişi var ki uyuyamıyor ama yapmıyor ve tutuyor da. Sadece ayaktayken kucakta rahatlıyor ve hep onu istiyor. Bir süre sonra yoruluyoruz taşıyamıyoruz tabi. Biz artık yapsın da nereye yaparsa yapsın önemli değil moduna girdik, çünkü daha önce de bahsettiğim gibi 20 saat rekoru var. Ben bir yandan araştırıyorum; böbreklere zarar verebilir, idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir falan diye, daha bir panikliyorum tabi. Salı ve çarşamba okulda hiç yapmadı, tuttu yine. Akşam banyoda tutamayıp saldı artık son noktada. Ben yine aferin oğluma bak rahatladın falan diyorum. Ama bu arada lazımlığa ve tuvalete de oturmuyor kesinlikle. Klozetin kenarına ilişti bir iki kez sticker yapıştıracak duvara diye;o sadece. Okulun psikoloğuyla görüşüyorum bir yandan. Keşke kreşe biraz daha alıştıktan sonra başlasaydık ama artık geri dönüşü olmasın 2.kez diyor, işte tuvaleti eğlenceli hale getirin diyor, yapıyorum, kitaplar oyuncaklar koyuyorum ama yok ilgisini çekmiyor kesinlikle. Ben aralarda bir kaç kez yılıp özellikle gece uykusuz kaldığım zamanlarda sordum tabi, bezi takabiliriz istersen diye; ama ı-ıh diyor "tülot". Haydaaa ne bez ne tuvalet, ne yapacağız biz şimdi diye paniğimiz doruklarda tabi.

Ve bir perşembe sabahı öğretmeninin müjdeli haberi vermesi ile birlikte ağlıyorum artık mutluluktan.:) Tuvalete yapmış çişini. Nasıl oldu nasıl bitti diye öğrenmeye çalışıyorum tabi süreci; deneyimli başka bir öğretmen tuvalete götürüp oturmak istemeyince istersen ayakta da yapabilirsin, kırmızı kumandalı arabayla oynarız sonra demiş ve bizimki yapmış. Sonra aynı gün uyku öncesinde yine tuvalete götürünce yapmış, uyku sonrası yine..Ben tabi oldu bu iş diyorum, ama evde ne olacak acaba diye de merakımı engelleyemiyorum. Eve gelince babasını çağırıp yatak odasında lazımlığa yaptı. Sonra gece uyumadan ben; "hadi tuvalete gidelim." dedim, lazımlığına yaptı yine. Sanırım gerçekten olmuştu bu iş. Kakasını da okulda yapmayıp akşam eve gelince, önce zorlanıp tutup sonra çömelip küloduna yapıyor ve kaka yaptım temizle diyor. Sonra kakasını lazımlığa bırakıyoruz ve klozette altını yıkıyorum. Kakayı da arkadaşlarının yanına gönderelim diye klozete atıyoruz. Çiş halloldu ya hiç önemli değil, kakayı da halleder bir şekilde. Son iki gündür de, kendi, çişim geldi dedi ve tuvalete gittik, klozete yaptı. Sinemaya gitmiştik hafta sonu, yabancı bir ortam tuvaleti yani :), oraya da yaptı. Maşallah diyeyim; o tutmanın gücüyle sabahları da kuru kalkabiliyor. 

Demem o ki; tam artık bu iş olmayacak herhalde deyip hiç bir umudumun kalmaması noktasında bir anda hayat size göz kırparak sürpriz yapabiliyor. Her çocuğun hikayesi başka, kimi tutarak keşfediyor, kimi salarak..Sadece bu süreçte herkesin de dediği gibi sakin ve sabırlı kalabilmeyi başarabilmek gerekiyor. Bizim gerginliğimiz direk çocuklara yansıyor. Bu durum gerçekten çocuğun hayatında çok ama çok önemli bir dönüm noktası. Başardıktan sonraki büyüdüm tavırları, kendisine gelen bir özgüven, sürekli abi oldum demeleri de bunun yansımasını en güzel görebileceğimiz örnekler. 

Herkese sorunsuz bir tuvalet eğitimi hikayesi diliyorum..
Sevgilerimle..;)