22 Aralık 2012 Cumartesi

Mozaik pasta

Niyazi'nin özel ricası üzerine mozaik pasta yaptım kendisine. İlk yapışım. İnternet tariflerinden kendi harmanlamam şöyle:

Malzemeler;
100 gr tereyağı
3 yemek kaşığı kakao
1 çay bardağı toz şeker
1,5 çay bardağı süt
400 gr pötibör bisküvi (200 grlık 2 adet)

1. Yağı eritip ocağı altını kapatıyor ve kakaoyu içine atıyoruz. Hızla sos kıvamına gelene kadar karıştırıyoruz.
2. Sonra ocağın altını yakıp süt ve şekeri ilave ediyoruz, karıştırmaya devam ediyoruz.
3. Bir taşım kaynatıp soğumaya bırakıyoruz.
4. Bisküvileri bir kaba 4 parça olacak şekilde kırıyoruz, sosumuzu ekleyip harmanlıyoruz.
5. Buzdolabı poşetine koyup rulo şeklini verip dondurucuya atıyoruz.




Not: Eşim bayıldı :)




Bu kış karla ilk buluşmamız

20 Aralık'ta İstanbul ilk karıyla buluştu. Kar ne kadar üşütse de özleniyor seviliyor kar. Oyunu çağrıştırıyor. Nitekim Aras da görür görmez avuçlayıp attı. İlk bilinçli karla tanışması. Çok sevdi ama eli üşüyünce bu durumdan hoşlanmayıp ağlamaya başladı. Kardan adamımız da süper oldu. Gerçekten şimdiye kadar hiç rastlanmamış yaratıcı bir çalışma oldu. Niyazi ve benim emeğimize sağlık..

Bebeğim 21 aylık oldu

Bugünlerde o kadar çok kuruyorum ki bu cümleyi; ya nasıl da büyüdü oğlum.. Birlikteyken geçirdiğimiz o kadar detay var ki hayretler içinde izlediğim..
Büyükten küçüğe kuleleri üstüste dizebilmesi mesela,

Kendi sıkıntısını bir şekilde anlatabilmesi;  yani diyelim ki anlamadım ilk seferde, b planını ortaya koyuyor bu sefer kendini anlatabilmek için. Elimden tutup götürüyor, istediği şeyi eninde sonunda elde ediyor. Ve başarı konusunda hırslı. Bıkmadan sıkılmadan o kuleyi düzgün dizene kadar uğraşıyor.
Fasulyeleri tabaktan tabağa kaşıkla transfer çalışması yapıyoruz her gün. Yoğun talep geliyor çünkü kendisinden. Ama bu çalışmayı 15 gündür falan yapıyoruz. Yeni değil yani.

http://etkaca.blogspot.com/?m=1 dan gördüğüm çalışmalar var bir de. Bize uygun yapabilir olduklarımızı yapmak istiyorum. 
Mesela üçgen kare daire ve dikdörtgen çalışması. Önceden hazır ettim ben şekilleri  boy boy keserek. Aras'la birlikte de fırçayla boyadık. Çok keyif aldık.

Bugün de çeşit çeşit kapaklı şişeleri bir kutuya yapıştırarak kapak açma kapama çalışması yaptık. Ben aynı zamanda kapak eşleştirmeye de dönüştürdüm bu çalışmayı. Aras bu ara herşeyin kapaklarını açıp kapamaya meraklı olduğu için biraz olsun dindirir isteğini belki diye düşündüm.

Yakalayamaz diyerek peşinden koşturmaya bayılıyor. En çok oynadığı oyuncaklardan biri de araç yıkama katlı otoparkı.

 Bir de yeni aldığımız mini Beşiktaş futbol topuna bayılıyor. Merdivenlerden tırmanan penguşları da unutmamak lazım. Bir de nerden aklına geliyorsa hamur diye elimden tutuyor ve hamur oynamak istiyor. Ve biz böylece hamur oynamaya başlıyoruz.
Bu arada ara ara çiş eğitimine başlama egzersizleri yapıyoruz. Henüz hiç başarılı olamadık tabi ki. Ama çişini kakasını biliyor. Yaparken saklanıyor. Bir de kakasını yaptıktan sonra klozete atıp sifonu çekiyor ve el sallıyoruz. Kakayı kaka arkadaşlarının yanına gönderdik diyoruz. Umarım gelecek için iyi bir yatırım oluyordur. Eğitime başlamayı çok da uzatmak istemiyorum çünkü altını değiştirmek zaman geçtikçe gerçek bir problem halini almaya başlıyor.
Büyüyor işte oğlum nasıl geçiyor zaman bir türlü anlayamadan geçiyor. Düşünüyorum geçen seneki hallerini inanamıyorum gerçekten.  Ama iletişim kurabilmek birbirini anlayabilmek çok ama çok keyifliymiş. Gözlerimin içine bakarak birşeyler anlatmaya çalışmasından öyle büyük bir haz alıyorum ki...

Ve o söylerken çok büyük keyif aldığım, kendi dilindeki komik olan sözcükleri de buraya aktarmak ve ölümsüzleştirmek istiyorum;

pemem........kalem
tata.....kaka
çitabu....kitap
olmayor...olmuyor
kile....kule
....su
piya...pilav
tata....çatal

timit....simit
maka....makarna
toş...koş

Pata..patates
Eemek..ekmek
Tık..fıstık
Tedi..kedi
Topu ditti..top gitti
 Kile..kule

19 Aralık 2012 Çarşamba

Şimdi de oğlum hastalanıyor galiba

Tam ben kötüleştim fenalaştım toparlandım derken Aras ateşlendi bugün. 38 in üstüne çıkmadı çok şükür. Ama insan yine de sürekli tetikte. Ateş ölçer hep yakınlarda biryerlerde. Keyfi çok bozulmadılar ateş düşürücü vermeme hakkımı sonuna kadar kullanıyorum şimdilik. Ben haftasonu çok kötüydüm. 1 dakikada bir öksürdüm nerdeyse. Hem de ciğerlerim sökülecekmiş gibi. Şimdi düzeldim o halime göre. Ama insan yine de ben en kötüsünü yaşamaya razıyım yeter ki oğluma bulaşmasın diyor işte. Aras'ınki biraz da dişle birleşti her zamanki gibi sanırım. Çünkü eli sürekli ağzında bir hınçla. Köpek dişlerinin olduğu yer de kırkımızı. Bakalım bekliyoruz gelecek mi?

15 Aralık 2012 Cumartesi

Kış geldi, hastalıklar hoşgeldi..

2 gündür hastayım. İkea sonrası başladı. Bir öksürük, bir başağrısı..Aras'ta tek tük öksürük var.Artmaz inşallah. Siyah turp- bal karışımını, zerdeçal-zencefil-karabiber-keçiboynuzu tozu-bal karışımını, ıhlamur-limon-bal karışımını hepsini denedim. Ama ciğerlerim elime gelecekmiş gibi öksürmeye devam ediyorum. Çabuk geçsin lütfen. Çünkü anne olunca hasta olmaya pek hakkımız olmuyor.

Dün gece hasta hasta kesmeye uğraştığım geometrik şekilleri boyama çalışmamız da daha keyifli olduğum bir zamana ertelenmiş oldu.

14 Aralık 2012 Cuma

Bugün de IKEA günümüzdü..




Akşam yemeğinden sonra alacak bir kaç parça şey ve değişiklik olsun diye IKEA ya attık kendimizi. Her şey güzel, Aras'ın keyfi yerinde geziyorduk, ta ki çocuk bölümüne gelene kadar. Aras her zamanki gibi yazı tahtası ve kalemler çevresinde dolandı durdu..Yiyecek bölümüne gitmek için zor ikna ettik. Derken Niyazi'yle tatlı ve kahve keyfi yaptığımız sırada bir anda gözden kayboldu Aras. Ayy en çok korktuğum şey; kalabalık ortamlarda aklıma gelirdi hep başıma geldi. Niyazi bir taraftan ben bir taraftan ararken Niyazi buldu getirdi ama ben gittim geldim resmen. Ya hiç korkusu yok hep emin beni takip ediyorlar diye. Tabi ki hata bizde biliyorum da. Ne zaman uzaklaşmaktan çekinecek ki acaba o zamanları bekliyorum...



8 Aralık 2012 Cumartesi

blog'a ısınmalar 1

Keşke blog yazmaya Aras doğduktan sonra hatta doğmadan başlayabilseydim, her anını yakalamak yazıya dökmek ve ölümsüzleştirmeyi çok isterdim. Olmadı..Zamansızlık diyebiliriz, kısmet diyebiliriz..Ama şu andan sonrakileri fırsat buldukça paylaşmak istiyorum, hatta hatırladıklarımdan geçmişe dönükleri de eklemek istiyorum..hatta denediğim ve tavsiye edebileceğim farklı lezzetleri de..hatta belki mesleğimi hatırlayıp dekorasyon önerilerini de..
Bakalım istediklerimin ne kadarını başarabileceğim..

9 Ekim 2012 Salı

ilk yazım..

bebeği 18 aylık olan biri için biraz boşlukta ve karışığım..bebeğim büyürken artık eski hayatıma dönme zamanımın geldiği düşüncesi ağır basmaya başlıyor ama sıyrılamıyorum...bir yandan teze başlayamama stresi, teze başlayamama dememeli de, çocuğa bakma programlamasından çıkamama stresi demeli aslında..bu programlama dahilinde yapmaya alışkın olduğum herşeyi yapmam gerektiği için zaman bulamıyorum başlamaya..önce beynimi hazırlamam gerek.. bir yerlerden başlamalı..